28 Haziran 2010 Pazartesi

Biraz Felsefe


Davranışınız üzerine çalışabilirsiniz. Sınırlarınızı yoklar, sınırlarınızın izin verdiği ölçüde etrafınızı çevreleyen çemberi genişletirsiniz. Ama bütün bu çabaların sizi olmanız gereken yerden daha yanlış bir yere götürmesi kaçınılmazdır.

Bu durumda kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih edin. İlkinin acısı bir an, ikincisinin vicdani huzursuzluğu ise bir ömür sürer. Bu durumda edineceğiniz farklı kazanımlar o denli önemlidir ki, boyutları uçsuz bucaksız bir komedyanın zenginliğine eşdeğerdir.

Peki bilmek ve bilmemek? Yahut neden öğrenmek? Anlamaya çalışmak, beraberinde yanlış anlaşılmaktan korkmak. Korkmak? Cesaretle mi alakalı? Peki açgözlülük? İyiye özenmeyle açgözlülük, krala bağlanmakla kölelik, özgürlükle başına buyrukluk arasında ne gibi farklar vardır?

Peki ya eyyam?..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder